Aydın ve Denizli’nin bazı ilçe ve mahallelerine Enerjisa tarafından kurulması planlanan “Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisi” projesinin tarım arazilerine zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıkan yöre halkı, muhtarlar ve çevre örgütü temsilcileriyle toplantı yaptı. Aydın Çevre Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili, "Biz buraya rüzgar enerjisi santralleriyle ilgili geldik. Rüzgar enerji santralleri olur mu olur ama nerede olur? Tarım topraklarının dışında olur. İnsanların üretim bölgesinin dışında olur" dedi.

Aydın'ın Karacasu ilçesi, Karacaören ve Ataköy mahalleleri ile Denizli’nin Sarayköy ilçesi Yeşilyurt ve Hisar mahalleleri ve Babadağ ilçesi, Karadağ ve Kıranyer mahalleleri Mevkii’nde yapılması planlanan “Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisi” projesine karşı Ataköy Muhtarı Hüseyin Dibek, Hacıhıdırlar Muhtarı Yılmaz Çinleten, Karacaören Muhtarı İsa Demir ile Aydın Çevre Platformu (AYÇEP) ve vatandaşlarla bir araya geldi.

“ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜNE İTİRAZ DİLEKÇEMİZİ VERDİK”

AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili yapılması planlanan proje hakkında şunları söyledi:

“Arkadaşlar biz buraya niye geldik. Rüzgar enerjisi santralleriyle ilgili geldik. Rüzgar enerji santralleri olur mu olur ama nerede olur? Tarım topraklarının dışında olur. İnsanların üretim bölgesinin dışında olur. Kırda olur. Yani ürün yetişmeyecek, insan kaynaklarının az olduğu, doğanın zarar görmeyeceği yerlerde olur. Gelip de sen topraklarda, incir, zeytin, aklına gelecek kekik geçim kaynağı tarım olan yerlerde yaparsak bu uygun olmaz. Bu topraklar giderek azalıyor. Onun için şunu anlatıyoruz. Geçen sene bu dönemlerde ÇED toplantısı yapıldı. Orada biz ne yaptık. Bununla ilgili itirazda bulunduk. ‘Buralar uygun değil, bizim geçim kaynağımız tarım alanları, çoluğumuzu çocuğumuzu istihdam ediyoruz’ dedik. Geçimimizi idame ediyoruz dedik. Bu süreç devam etti. Sonra ÇED süreci kapsamında halkın görüşlerini istediler. Biz de dilekçemizi yazdık. Geçen hafta sizin köyünüzden Birol ve Mehmet Ali arkadaşlarımız ve Cavit muhtarımızla 500’e yakın imzayla birlikte Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne itiraz dilekçemizi verdik. Bu projenin uygun olmadığına dair düşüncelerimizi dile getirdik. Bu projenin ÇED süreci bitiyor arkadaşlar. ÇED olumlu ya da olumsuz kararı verilecek. Kısa süre içerisinde itirazlarınızı yapmak için dava açmanız gerekiyor. Bu konuda yetkin bir avukatla görüştük, davayı almayı kabul etti. Aydın’ın en iyi avukatlarından biri. Önümüzdeki süreçte bu karar açıklanacak. Bu karar açıklandığında bir aylık süreyi kaçırmamamız gerekiyor. Kaçırırsak hiçbir söz hakkımız kalmamış olacak. Açılan davaların yüzde 90’ı kazanılıyor arkadaşlar. Az önce anlattığım gibi burası tarım alanı, ekosistem, yaşam alanı bu yüzden elimiz güçlü. Kesinlikle birlikte olacaksınız. Bir olursanız kazanırsınız. Bir elin nesi var arkadaşlar ama iki elin, parmakların, on elin, yüz elin… Birlikte olduğu zaman ne olur. Kazanırız. Bunun örnekleri var.”

“20 YILDIR AK PARTİ’YE OY VERİYORUM, BU PROJEYE KARŞIYIM”

Mahalle sakinlerinden Süleyman Dedeoluk ise şunları söyledi:

“RES’e hayır diyende CHP kafası vardır diyorlar. Yani bizi de aynı kefeye sokuyorlar ama ben CHP’li değilim. 20 yıldır AK Parti’ye oy veriyorum. AK Partiliyim. Ama benim duyduğum, yaşadığım bu rezillik boyumuzu aştı artık. Bakın Aydın’ın dağlarından yağ, ovalarında bal akıyor mu ağabey. Allah güneşini vermiş, havasını vermiş her şeyini vermiş. Bizim devletten istediğimiz, tütünümüzü, zeytinimizi marka haline getirmeleri. Ondan sonra pamuğumuza marka. Yardım edecekseniz böyle edin yahu. Vatandaş olarak bunu istiyoruz. Gelmiş burada RES’cilik mi yapacak yoksa tarım mı yapacak. 2 bin parsel arazide ne yapacak ağabey bunlar. Bu parti meselesi değil. Bu vatandaş olarak toprak meselesi. Ben ilkokul mezunuyum. Yanlış anlatabilirim. Bize yakın bir yere yine şimdi kömürle çalışan enerji santrali kurulacak. Şimdi o çevredeki köylerin tümü onun külünden zarar görecek. Çiftçiler olarak biz zarar göreceğiz.

“DEVLET HALKIN YANINDA OLSUN”

Enerjiye karşı değiliz. Bugün bir tankı helikopter götürebiliyor. Dağlara çıkarabiliyor. O direkleri bir helikopterle ot bitmeyen devamlı çıplak kalan yerlere istedikleri gibi taşıyabilirler. Böyle verimsiz arazilere, böyle enerjiler kurulsun. Biz de yardımcı olalım. O zaman Türkiye’nin her yeri Aydın gibi olur. O dağlardan da enerji aktığı zaman Aydın’ın dağından yağ ovasından bal akmış aynı seviyeye gelir. Kalkınmamız son derece mükemmel olur. Ama biz hayır dediğimiz için onlar diyor ki enerjiye herkes muhtaç olduğu için biz iyi yapıyoruz diyorlar. Halbuki o arazilerde tütün oluyor, börülce, fasulye her türlü şey oluyor. Aydın’da ne yetişiyorsa hepsi var o dağlarda şimdi.”

“TOPRAK GİTTİKTEN SONRA BİZ NEREYE GİDECEĞİZ”

Bölge sakinlerinden Emine Yavaş ise “Zenginler zenginliğine zenginlik katıyor. Fakirler bizim gibi mücadele ediyor. Hepsi aynı. Sen mücadeleni vereceksin. Birlik beraberlik içinde olmayı bileceğiz. Birlik beraberlik olmazsa bunların hakkından gelinmez. Kim olursa olsun. Babamın oğlu olsun isterse. Toprak gittikten sonra biz nereye gideceğiz” dedi.

Mahalle halkından Halil Yörük, “Enerji memleketin olmazsa olmazı ama ülkemizde o kadar atıl yerler var ki bu coğrafyaya yakışmıyor. İlk başta ismiyle üç kağıtçılık vardır. Hacıhıdırlar ve Dedeler’in bir metre direk dikilecek yeri yoktur ama bu güneş enerjisidir. Bu bir oyundur. Çobanı bitirirsiniz. Domuz eti yemek zorunda kalır herkes” şeklinde konuştu. 

Mehmet Ali Ekiz ise, “Benim evle direk dikilecek yerin arasından benim koyun sürüsü var. Arası 50 metre. Neymiş ev yokmuş. Mühendis bey görmemiş evi. Böyle şey olur mu?” diye tepki gösterdi.

Toplantı esnasında konuşan Aysel Küpelioğlu, “Bizim burada buna itiraz etmemizin sebebi zaten tarım arazisi yakınında konaklama yerleri var, içme suyu kaynağı var. Yapılacak yer değil. Doğru yere yapın diyoruz. Biz bu yüzden itiraz ediyoruz” dedi.

“ARAZİLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Karacasu Çevre Derneği Başkanı ve Yenice Muhtarı Cavit Paksoy, şunları söyledi:

“Şu yaşadığımız büyük depremi Aydın’da da bekliyoruz. Bütün bilim adamları bunu söylüyor. Bu sıkıntılı süreçte bizim isteğimiz ne? Rüzgar enerjisi evet temiz enerjidir. Bir şey demiyorum. Sen dağda rüzgar enerjisi yapıyorsun ama sen aşağı da 2 bin parsel araziye ipotek koymuşsun. Nereden baksan 40-50 dönüm arazi şu anda şirketler tarafından ipotek edilmiş durumda. Bankalara giderseniz ancak fark edebiliyorsunuz. Bu arazisini ne her elinden alabilecekleri anlamına gelir. Yapılan projelendirmenin isminde Hacıhıdırlar olarak geçiyor ama en çok arazi Ataköy’de. Hatta buna rağmen ilk bilgilendirme toplantısını Işıklar’da yaptılar. Gelip burada yapsaydınız. Gidecek olan arazilerinde yüzde 90’ı burada. Bir tane RES’i olmayan Işıklar’a neden gittiniz. Ama şunu da unutmayın bunlar buna alışıktan sonra Işıklar’a girerler. Bizim derdimiz 2 bin araziye ipotek koymuşlar. Herkesin kaygıları var. Sonra bu bölgeye vereceği değişik zararlar var bu RES’in. Evet temiz enerji diyoruz ama gidin çıplak arazilere yapın. Babadağ’da 20-25 ton kekik yapan vatandaşlar geçen yıl 5 ton kekik alamadı. Neden açtıkları yolun tozu toprağı, iklimsel değişiklikler. Arıcılık yapan insanlar var, tescilli bal üretiyorlar. Küçükbaş hayvancılık yapan insanlar var. Orada rahat bırakmazsan ne yapacak bu insanlar ovaya mı inecekler. Bunu düşünen yok. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Sizin gibi bizler de bu işe karşıyız.”

“TARIM ARAZİLERİMİZE ZARAR VERECEĞİ İÇİN İSTEMİYORUZ”

Ataköy Mahalle Muhtarı Hüseyin Dibek, “Projenin yapılacağı alan tamamen tarım arazisi olduğu için vatandaşlarımız tedirgin. Çevre derneğine bu sebeple müracaat ettik. Onlar da ellerinden geldiği kadar yardımcı oluyorlar. Kaymakamlık üzerinden gelen evraklardan sonra gittik yasal itirazlarımızı yaptık. Karacaören, Hacıhıdırlar, Dedeler ve Ataköy Muhtarları olarak itirazlarımızı bildirdik. Köy halkımız da zaten itirazlarını yapmıştı. Biz projenin tarım arazilerinden çıkarılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.