Dünyada ve ülkemizde yaşanan küresel ısınma kaynaklı sorunlar birçok üründe rekolte düşüşlerini de beraberinde getirdi. Buğdayın para etmemesi ve su kaynaklarının azalması ile çiftçiler alternatif ürün yetiştirme arayışlarına girmeye başladı.

Buğday rekoltesinde yaşanan düşüş olmasına karşın özellikle ithal yöntemle yapılan günü kurtarma hamlelerinin de sonuna gelindi. Buğday ithalatı yaptığımız Rusya ürünlerde yüksek vergi koyarken hızla artan döviz kuru da ithal ürün sağlanmasının da önüne geçmiş oldu.

Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, gazeteci Ender Aldanmaz’a yaptığı değerlendirmede son 3-4 yıldır iklim krizi konusunu Ankara gündemine tanımaya çalıştıklarını söylese de bürokrasi engeline takıldıklarını anlattı. Hatta hububat, bakliyat vb ürünlerde şimdiden stoklamaya gidilmesi için de çabaladıklarını söyleyen Özdamar, şu an yaşanan sıkıntıların göz göre göre geldiğini anlattı.

BU KURAKLIK ONLARCA YIL SÜRECEK OLAN BİR KURAKLIK
Mazota zammın günlük hale geldiğini, gübre fiyatlarında ortalama çuval başı 380 TL zam gördüklerini, zirai ilaçlara 1 ayda yüzde 60 zam geldiğini söyleyen Başkan Özdamar, çiftçinin bu maliyetleri karşılamasının imkansız olduğunu dile getirdi. Özdamar, “Çiftçi bu kadar sorunun üzerine bir de kuraklık belası ile boğuşuyor. Önümüzdeki yıllarda bu sorun daha da artacak. Batılı kaynaklı meteorolojik açıklamaları ile bizim de kuraklık ile ilgili tarım kaynaklarımıza baktığınızda bu kuraklık aylık-yıllık değil. Bu kuraklık onlarca yıl sürecek olan bir kuraklık. 1800’lü yıllarında başına böyle bir kuraklık meydana gelmiş. Bu kuraklıkta Orta Anadolu’da topraklar boşaldı, hayvanlar öldü hatta Karaman vilayeti göç etmek zorunda kaldı şehirlere… Bir kısmı Kırım’a kadar gitti. Ot bitmedi. Biz böyle bir kıtlıkla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

ŞU ANDA TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SIKINTISI HUBUBAT
Su kaynaklarının azalması, yağışların yeterince yağmaması nedeniyle tarımsal sulamada büyük sıkıntılar yaşandığını dile getiren Özdamar, “Şu anda Türkiye’nin en büyük sıkıntısı hububat sıkıntısı… 2021 yılında yaklaşık 16-17 milyon ton buğday rekoltemiz oldu. Ülkemizin ise 20 ile 22 milyon ton buğdaya ihtiyacı var. İthal olarak 1 milyon 900 bin ton alım yaptık. Yani bizim 4 milyon ton daha buğdaya ihtiyacımız var. Rusya buğdaya yüzde 45, mısıra yüzde 35, arpaya yüzde 25 vergi koydu. Artık satmıyor da… Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı buğday konusunda bir çözüm üretemezse Mart-Nisan aylarında bu buğday bitecek ve ekmeksiz kalacağız demektir. Önümüzde potansiyel bir tehlike var. Tarım bakanımız ‘sıkıntımız yok’ dese de 2021’deki elimizde üretilmiş ile yurt dışından gelen buğdayın tonu, sayısı belli. Daha büyük sıkıntı ithalat yapamayacak olmamız. Son 3-4 yıldır ‘kuraklık geliyor, tohum, mısır, buğday, pirinç stoklaması yapalım’ önerilerimize Ankara’daki bakanlık bürokratları kulak tıkadı” şeklinde konuştu.

ALLAH YAĞMUR VERİRSE BU İŞ OLUR
Buğdayda tohumluk fiyatların yüksek olduğunu dile getiren Özdamar, “Yakın zamanda bir çiftçi arkadaşımızla görüştüm. Tohumluk gübre ve ilaç fiyatlarındaki fazlalık, kuraklık sebebiyle buğday ekmekten vazgeçtiğiniz söylüyor.  Buğdayın belirli dönemlerde su alması lazım. Yani sadece yağmura güvenemeyiz. Çiftçimiz bu sefer artezyeni varsa yağmurlama sistemi kurup yem bitkisi dikebilir. Buğdaydaki sıkıntıyı çözmenin tek yolu Allah’a kalıyor. Allah yağmur verirse bu iş olur. Orta Anadolu’nun geniş coğrafyasında buğdayın sulaması hemen hemen yok. Konya bunu denedi ve başaramadı. Bizim de endişemiz bu” dedi.

HABER: ENDER ALDANMAZ