Psikolog ve Aile Danışmanı  Ebru Özer Özkul, çok da bilinmeyen ve ülkemizde yeni bir psikolojik kavram olan Gaslighting konusunda önemli bilgiler verdi.

Ebru Özer Özkul, zeki ve psikopatik kişiliğe sahip dominant birinin, kendinden daha zayıf birine, bilinçli ve planlı bir şekilde; değersizleştirme, manüpülasyon, gerçeklikten uzaklaştırma ve psikolojik şiddet gibi eylemlerin hepsini yavaş yavaş ve sürekli telkinlerle uygulayarak onu kontrolü altına almasının gaslighting olarak tanımlandığını söyledi.

Gaslighting kavramının 1940’larda yayınlanan “Gaslight” isimli bir filmden geldiğini kaydeden Aile Danışmanı ve Psikolojik Danışman Ebru Özer Özkul şu bilgileri verdi:

“Ingrıd Berkman’ın başrol oynadığı söz konusu filmde; kötü niyetli kocanın sistemli telkinleriyle aklını yitirdiğini sanan bir kadının hikayesi anlatılıyor. Psikolojide kullanılan gaslighting terimi bu filmden geliyor.

En çok evliliklerde görülüyor

Gaslighting az rastlanan ama çok tehlikeli bir durum. Otorite sahibi bir kişi kendinden daha düşük yaşta, statüde ya da daha zayıf birine uyguluyor.  En çok evliliklerde görülüyor. Kadın da erkek de buna maruz kalabiliyor. Ama bizim toplumumuzda otorite çoğunlukla erkek olduğu için daha çok erkekler eşlerine uyguluyor.

Bunun dışında, ebeveyn-çocuk, patron-işçi gibi ilişkilerde görülüyor. Sosyal ortamlardaki ilişkilerde de gaslightinge rastlanıyor. Örneğin bir tarikat şeyhi müridine gastlighting uygulayabiliyor. Mürid kendi gerçekliğinden kopuyor, şeyhinin her söylediğini doğru kabul ediyor, her istediğini yapıyor.

Manüpülasyona ve psikolojik şiddete maruz kalan birey, kendi iradesinden ve bilgisinden bağımsız, istediğinin dışında etkilenme ve yönlendirmeye açık olurken, bağımlı hale gelmeye, kendi çelişkileri içerisinde çaresizlik duygusunu deneyimlemeye, değersizlik ve suçluluk hissetmeye başlıyor.

Uygulayan kişi mağduru çevresinden izole ediyor. Arkadaşları ve ailesi ile görüşmesini engelliyor. ‘Bizim kötülüğümüzü istiyorlar’, ‘Seni kıskanıyorlar’ gibi söylemlerle kişiyi ikna ediyor. Kişiyi kontrol altına almak için yalan yanlış söylemlerle manüpüle ederek kendi doğrularını ve söylemlerini yavaş yavaş ve adım adım karşısındakine kabul ettiriyor. Algılarını, fikirlerini ve davranışlarını ona hissettirmeden çeşitli taktikler ile ve aldatma yoluyla değiştiriyor. Onun kendisi ile aynı fikirde olması için manüpülatif stratejiler uyguluyor ve ilişkinin kendi istediği şekilde gitmesini sağlıyor. Yanlış sürekli tekrar edildiğinde kişi ona inanmaya başlıyor.  

Kişiye Kendini Değersiz Hissettiriyor

Uygulayan kişi mağdura sürekli değersizleştirici söylemlerde bulunuyor, aşağılıyor ve değersiz hissetmesine sebep oluyor. Sosyal statüsünü yok sayıyor. Sonunda gaslightinge maruz kalan kişi kendi düşüncelerinden ve doğrularından şüphe etmeye başlıyor. Kendi gerçekliğinden kopuyor ve uygulayan kişiye bağımlı hale geliyor.

Özgüveni zedelenen, kendine öz saygısı kalmayan, adeta bir çemberin içine hapsolan mağdurun gerçeklik algısı bozuluyor. Suçluluk hissediyor. Gaslighting uygulayan kişinin her istediğini yapıyor, adeta onun ağzının içine bakıyor. Kendisiyle ilgili hiçbir sağlıklı karar veremiyor. Bu durum yaşam boyu sürebiliyor. Bu çemberi tek yaşam alanı olarak gördüğü için de buradan çıkmaya cesaret edemiyor. Hatta o kadar bağımlı hale geliyor ki; uygulayan kişi öldüğünde onun yasını tutuyor.

Gaslightinge maruz kalan kişilerin ortak özelliği;, duygusal, şüpheleri olan,  özgüveni  düşük,  itaatkar, yumuşak başlı ve onay arayıcı olmaları. Guslightingi uygulayanlar ise tam tersine; otoriter, dominant, psikopatik kişilikte, zeki, empatiden yoksun, anti sosyal kişilikte insanlar.

Her Manüpülasyon Gaslighting değil

Her manüpülasyon, kişinin kendini her yetersiz ve değersiz hissettiği durum gaslighting olarak değerlendirilmemelidir. Bu manüpülasyondan çok daha öte bir durum. Manüpülüsyondan farkı eylemin kasıtlı ve planlı olarak yapılması, sürekliliğin olması ve mağdurun sosyal izolasyona maruz kalması. Manüpülasyon yanlışlıkla veya farkında olmadan yapılabilir fakat gaslighting bilinçli olarak adım adım uygulanıyor. Kişi uzun bir sürede yavaş, yavaş, inandıra,inandıra manüpüle ediliyor. Bu tamamen kişiliğe yönelik bir saldırı. Kişinin benliğine zarar veren bir durum. Sürekli kişinin gerçekliğiyle ilgili bir oyun oynanıyor.

Farkına varıldığında ilişkiyi sonlandırmak gerekiyor

Gaslightingin farkına varıldığında ilişkinin derhal sonlandırılması gerekiyor. Gaslightinge maruz kalan kişinin durumunu fark etmesi en önemli adım. Ancak çemberin dışına çıkmadan durumunu fark etmesi ve fark ettiğinde de yardım almadan ilişkiyi sonlandırmaya cesaret etmesi oldukça zor. Ancak gaslighting; adım adım,yavaş yavaş ilerleyen ve şiddeti artan bir durum olduğu için, ilişki son noktaya gelmeden süreçte fark edilirse bu durumdan kurtulmak daha kolay olabilir.  Çevrenizde gaslighting çemberinde kalmış bir insan gördüğünüzde ona yardım elini uzatmanız, kendisini uyararak durumunun farkına varmasını ve yardım almasını sağlamanız en doğrusu olacaktır.