Emekli 103 amiral, Meclis Başkanı Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin de Cumhurbaşkanı imzası ile feshedilebileceği yönündeki ifadeleri Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Sarı'nın "takke ve cübbe giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin ortak bildiri yayımladı.

“LOZAN’I TAMAMLAYAN BÜYÜK DİPLOMASİ ZAFERİ”

Bildiride, "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denildi.

ANKARA BAŞSAVCILIĞI’NDAN JET HIZIYLA GELEN SORUŞTURMA

Emekli amirallerin bildirisinin ortaya çıkmasından kısa süre sonra hükümet ve AK Parti kanadından tepki gelirken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu sabah "bazı internet siteleri ve sosyal medya mecralarında paylaşılan ve ‘103 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlandığı belirtilen açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır" açıklaması yaptı.

“DARBE ÇAĞRIŞIMLI BİLDİRİ”

Bildiriye AKP'li isimlerden gelen tepkiler şöyle:

Meclis Başkanı Şentop: Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Bugün de her platformda gerekli cevap en net şekilde verilecektir. Göze alabilene hodri meydan.

AKP TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı: Bildiri yayınlayan aklı, arkasındaki kastı, tavrı ve uslubu noktasından virgülüne harfinden kelimesine her bakımdan reddediyoruz. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz… Ya diğerleri…

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Bir dönem taşıdıkları üniformayı ve sıfatları istismar eden bu kişilerin açıklaması yok hükmündendir. Bu yaptıkları hem milli iradeye hem de bir dönem taşıdıkları üniformaya saygısızlıktır. Bu, vesayet özlemiyle tutuşan bir zihniyetin canlı olduğunun da kanıtıdır.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir bildiri yazmışlar. Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı. Bu millet 15 Temmuz’da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin.

İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise bildiriye destek verdiğini belirterek, "Bir tabip teğmen olarak altına imzamı atıyorum" dedi.

"YETERLİ YOĞURT BULURSANIZ, MARMARAY’I AYRAN YAPMAK MÜMKÜNDÜR"

Şentop, bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim, Montrö'yü tanımıyorum, feshettim' diyebilir mi?" sorusuna, "Yapabilir. Mümkün-muhtemel arasında fark var. Yeterli miktar yoğurt bulursanız, Marmara Denizi'ni de karıştırırsanız, ayran yapmak mümkündür" şeklinde yanıt vermişti.

İŞTE O BİLDİRİ

Şentop'un sözlerine tepki gösteren 103 emekli amiralin venyansin.tv web sitesi üzerinden dün gece yayınladığı bildiri şöyle:

“Yüce Türk Milletine, 

Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır. 

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız."