Tamer Arda ERŞİN- Tuğçe BİÇER

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde gündem yine "kadına şiddet". Hamileyken ve tiroit kanseri tedavisi görürken eskiden evli olduğu erkek tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan Buket Karlı, boşandıktan sonra da tehdit ve tacizlerden kurtulamadığını anlattı. Ailesinden "Boşandı, dul derler. İstemeyerek de olsa evliliğe devam edeceksin" sözleriyle baskı gören Karlı, direndi ve başardı. Karlı, "Aileler evlatlarını ne zaman kurtarsalar kardır. Şiddet gördükten sonra evliliğin yürümesi imkansız" dedi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü... Kadına şiddete karşı mücadele çağrısı her yerde yineleniyor ancak kadına şiddet sadece 8 Mart'ın değil, tüm zamanların sorunu. ANKA Haber Ajansı, şiddete uğrayan Buket Karlı ile konuştu. Aydın'da yaşayan Karlı, 2009 yılında evlendi. Evlendikten iki sene sonra bir oğlu oldu. Evlendiğinden beri fiziksel ve psikolojik şiddete uğradığını söyleyen Karlı, o dönemde evli olduğu erkeğin hamileyken karnına yumruk attığını ve başına cam sürahi fırlattığını söyledi. Karlı yaşadıklarını şöyle anlattı:

"AİLEM, 'İSTEMEYEREK DE OLSA DEVAM EDECEKSİN' DEDİ"

"2009 yılında evlendim, evliliğimin ikinci yılında bir oğlum oldu. Üçüncü yılda eşim cezaevine girdi, o cezaevine girmeden önce evde problemler oluyordu. Evliliğim, ailemden kaçış gibi bir şeydi. Evde her gün tartışmalar büyüyordu, bir yandan psikolojik şiddet vardı. Kendimi ezik hissediyordum. Çocuğumu alıp babamın yanına geldiğimde babama 'artık bitirmek istiyorum' diyemiyordum. Hamileyken şiddet gördüm. Karnıma yumruk attı, evde bir şeye kızınca kafama cam sürahi fırlattı. Benim gideceğimi anlamaya başladığı zaman kendini psikolojik şiddete yöneltti, hep eziyordu beni. Cezaevinde de arayarak psikolojik şiddeti devam ettirdi. Rahatsızlandım, tiroid kanserine yakalandım. Kanser olduğumu duyduğunda bile 'Umrumda değilsin, ne halin varsa gör' dedi. Bundan sonra ben zaten bitirdim. Babam, 'Boşandı derler, dul derler, onu derler, bunu derler. İstemeyerek de olsa evliliğe devam edeceksin' dedi.  Hep onların sözleriyle devam ettirmeye çalıştım. Hastalık sonrasında her şeyi göze almıştım, 'ben boşanmak istiyorum' dedim."

"OĞLUMA, 'ANNENİN KOLUNU, BACAĞINI KIRACAĞIM' DEDİ"

"Boşanma davası için barodan avukat istedim ama avukat 4 yıl pek bir şey yapmadı. 4 ay önce cezaevinden çıktı sonrasında avukat devreye girdi. Çünkü, benim adresime ulaşmaya çalıştı, çocuk yanıma gelmek istiyor çocuğu Kuşadası’na getiriyor, onu teslim ettikten sonra takip etmeye çalıştı. Oğluma, ‘Annenin kolunu, bacağını kıracağım buraya gelirse’ dedi, telefonda beni de tehdit etti. Çocuğumu teslim etmeye geldiğinde yanımda kadın arkadaşım vardı, bizi takip etmeye çalıştı, bir şekilde atlattık. Sonra iftira atmaya başladı, 'yanındaki erkekti, seni bir adam aldı' diye. Aileme de böyle söyledi."

"AİLELER EVLATLARINI NE ZAMAN KURTARSALAR KARDIR"

"Kimse 'O ne der, bu ne der' diye baksın istemiyorum. Herkes kafasında net olduktan sonra, ben bunu yaparım, başarırım dedikten sonra her şeyi yapıp başarabilir. Ben yaptım. Kuşadası’nda CHP Kadın Kolları hep arkamda oldu. Onların arkamda oluşu bana güç verdi. Şu an hiçbir şeyden korkmuyorum. Ailemin beni düşünmeyip elalemin dediklerine bakması beni üzdü. Aileler, Evlatlarını ne zaman kurtarsalar kardır."

"ŞİDDET GÖRDÜKTEN SONRA EVLİLİĞİN YÜRÜMESİ İMKANSIZ"

Ailem, 'Zamanında biz yaptık sen yapma, çocuğun var' dediler. Çocuğun olması boşanmaya engel değil ben anneliğime devam edeceğim o da babalığına devam edecek. Bu kadar basit, bu kadar büyütülecek bir şey yok. Şiddet gördükten sonra evliliğin yürümesi imkansız."