HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Esenyurt İlçe Örgütü'ne yapılan polis baskınına tepki gösterdi. Buldan, "Karşımıza siyasetle çıkamayan iktidar bloğu, emrindeki yargı ve güvenlik mekanizmasını kullanarak HDP ile adete savaş içerisine girmiştir. Partimizi terörize etmeye çalışanlara sesleniyoruz: Size buradan ekmek çıkmaz, HDP bildiğinden şaşmaz" diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

HDP’Yİ DEVRE DIŞI BIRAKABİLİR MİYİZ ÇABASI: Kaybettiklerini gördükleri için, özellikle iktidar, küçük ortağıyla birlikte arayış içerisindeler. 7 Haziran’ı 31 Mart’ı bir daha yaşamamak için seçim yasasıyla oynamak dahil olmak üzere her türlü hile ve hurdaya başvuracaklar. Bunun peşindeler. Ortaklar kendi arasında gizli kapaklı görüşmeler yapıyor. Bunu biliyoruz, görüyoruz, okuyoruz. Türkiye’nin yönetimine aday ve siyasi dengeleri belirleyecek güçte olan HDP’yi devre dışı bırakabilir miyiz arayışı içerisindeler.

BU HUKUKSUZLUKLAR SEÇİM KAMPANYASIDIR: İktidarın yarattığı kutuplaşma ve siyasal çatışma iklimi öyle bir noktaya geldi ki hukuk dışılık normalleştirilmeye çalışılıyor. Yargı baskısı, tehdit, muhalif herkesi tehdit ilan etme, sokak ortasında insan kaçırma, Alevilere ait yerleşim yerlerini fişleme, parti binasını korsanca basma gibi toplumu korkutma ve sindirmeye dönük, meşru olmayan her yol ve yöntem iktidar tarafından deneniyor. Tüm bu hukuksuzluklar iktidar bloğunun seçim kampanyasıdır. Muhalefete düşmemek için halkı korkutma, muhalefeti bölme, çatıştırma ve tasfiye etme çabası içerisindeler ama nafile. Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler, kaybedecekler, kaybedecekler. Halk iradesinin önüne geçecek bir formül henüz icat edilmedi. Sandık mühendisliği yapmaya çalışanlara hatırlatırız: En iyi mühendis halktır. Sandık geldiğinde size cevabı verecek olan Türkiye halklarıdır, Türkiye toplumudur.

HALK 31 MART’TA MUHALEFET STAJINA BAŞLATTI: HDP’siz bir siyaset hayali kuranlara sözümüz şudur: Halk sizin olmadığınız bir ülke hayalini çoktan kurdu ve bu hayalini gerçekleştirmek için sabırsızlıkla sandıkları bekliyor. Bizden söylemesi. Buradan bir kez daha başta erken seçim olmak üzere iktidardan, AKP MHP ittifakından kurtulmanın yolu sandıktır. Sandığa ve halklarımıza güveniyoruz. Halk 31 Mart’ta onları muhalefet stajına başlattı, ilk seçimde de onları mezun edecektir.

KOBANİ DAVASI DA SİYASİ: Bu ülkenin en acil ihtiyacı adalettir. AİHM Selahattin Demirtaş dosyasıyla ilgili 22 Aralık’ta tarihi bir karar verdi ve derhal Demirtaş’ı tahliye çağrısında bulundu. Bu karar sadece Demirtaş’la sınırlı olmayıp tüm siyasileri kapsamakta, siyasetçiler üzerindeki ağır kuşatmaya işaret etmektedir. Biz Kürt siyasetine dönük yargılamaların siyasi yargılamalar olduğunu her zaman ifade etmiştik. AİHM kararı da bunu bir kez daha tescil etti. Kobani davası da AİHM’nin tespit ettiği üzere siyasi bir davadır. Demokratik siyasete kurulan bir kumpastır.

PARTİMİZ BU PROVOKASYONA GELMEYECEK: Karşımıza siyasetle çıkamayan iktidar bloğu, emrindeki yargı ve güvenlik mekanizmasını kullanarak HDP ile adeta savaş içerisine girmiştir. Hafta sonu Esenyurt İlçe Binamızda korsanvari bir şekilde baskın düzenlendi. Kapısı kırılarak binamızın içine girildi. Provokasyon amaçlı bu baskın partimizi demokratik siyasetin dışına çekmeye dönük komploların bir devamıdır. HDP kadınların, gençlerin, emekçilerin, farklı toplumsal kesimlerin; inançların ve halkların bütün renkleriyle bir arada olduğu bir Türkiye tablosudur. Partimiz kurulduğu günden beri hiçbir eve ateş düşmesin diye Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü için mücadele eden tek partidir.

TERÖRİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR, SİZE BURADAN EKMEK ÇIKMAZ: Partimiz Sayın Öcalan’ı barışçı bir çözüm adresi, iradesi ve imkanı olarak gördüğünü her platformda açıkça dillendirmiştir. Bu yaklaşımından geri durmamıştır. 2013-2015 yılları arasında bu iktidar İmralı’da çözüm için Sayın Öcalan’la görüşmeler yürüttü. 2015 yılında Dolmabahçe’de bu görüşmelerin bir aşaması olarak heyetimizle devlet ve hükümet heyeti birlikte bir mutabakat metni açıkladı. Bütün bunlara rağmen ilçe binamızın içindeki görüntüleri sosyal medya üzerinden yaygınlaştırıp partimizi Sayın Öcalan üzerinden terörize etmeye çalışanlara sesleniyoruz: size buradan ekmek çıkmaz, HDP bildiğinden şaşmaz. Partimiz bu provokasyonlara asla gelmeyecektir.

‘KAYBEDEN’ KENDİLERİ OLACAK: İktidarın bize yönelik komplolarını 1990’dan tanır ve biliriz. Faili meçhullerden, yargısız infazlardan, kaybetme politikalarından biliriz. O günden bugüne 25 yıl geçti değişen tek bir şey olmadı. Ne hukuk ne adalet ne bakış açısı değişti. Kaybedilmeler devam ediyor, yargısız infazlar, cezaevlerinde işkenceler hâlâ var. Baskılar bize ve halklarımıza geri adım attırmadı, bundan sonra da asla attıramayacaktır. Komplolara karşı seçeneklerimiz vardır günün sonunda kaybeden kendileri olacaktır. Adaleti sadece kendileri için isteyenler bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmaktadır. Adalet acil bir ihtiyaçtır. Sosyal medyadan aranan bir olgu olmaktan çıkarılmalıdır. AİHM kararı aslında hukuka dönüş için AKP’nin önüne konan bir yol haritasıdır. Bu kararı ya uygulayacaklar ya uygulayacaklar. Başka bir çıkış yolu, alternatif yoktur. Demirtaş’ı da Yüksekdağ’ı da İdris Baluken’i de Leyla Güven’i de tutuklu bulunan tüm siyasi arkadaşlarımızı derhal bırakın.

ESNAFIN BORCUNU ERTELEMEYİ LÜTUF SAYIYOR: Ekonominin ne hale geldiğini hep birlikte görüyoruz. Kriz gün geçtikçe daha da ağırlaşmaktadır. Toplum bir patlama noktasına gelmiştir. Bir ülkede insanlar geceleri aç yatıyorsa, ertesi günü gidecek iş bulamıyorsa, yarınlara miras olarak yoksulluğu bırakıyorsa o ülke çöküyor demektir. İsraf, torpil, yolsuzluk, rant, işsizlik, açlık ve yoksulluk kavramları Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde bu denli dile getirilmemiştir. Kendi yandaşlarının vergi borçlarını sıfırlayan iktidar esnafın borcunu ertelemeyi lütuf gibi sayıyor. Esnaf pandemiden dolayı tam bir yıldır iş yapmadı. Çözüm ertelemek değil o borçları tümüyle silmektir.

ONUN İÇİN KAPANAN DÜKKAN YOK: Cumhurbaşkanı ‘Kapanan dükkan yok’ dedi. Yandaşları olan Cengiz’e Limak’a Kolin’e bakarak söylüyor bunu. Cengiz kapanmamışsa kapanan dükkan da yoktur onun için. TOBB 2020’nin aralık ayında kapanan işyeri sayısının önceki yıla oranla yüzde 43,5 arttığını açıkladı. Geçen yıl sicil kaydını kapatan işyeri sayısı yaklaşık 100 bin. Hal böyleyken ekonomide istikrarı yakalayacağız diyenlere bu rakamları vererek hatırlatma yapıyoruz.  

COVID-19’DAN SONRA KOD 29 VURDU: Erdoğan çıkmış ‘pandemide halkı yalnız bırakmadık’ diyor. Hangi halkı yalnız bırakmadınız? Saray ahalisini yalnız bırakmamış olabilirsiniz ama sokaktaki halkı virüsle, yoksullukla karşı karşıya bıraktınız. Üstelik IBAN verip halktan para topladınız. Güya işten çıkartmaları zorlaştıran bir yasa çıkardılar ama bu kez KOD 29’la işten çıkarmanın önünü açtılar. İşçi ve emekçiyi özellikle kadınları Covid-19’dan sonra bir de KOD 29 vurdu.