ESMA TURAN

Muğla'nın Milas ilçesindeki Balavca Deresi üzerinde bulunan tarihi Sarıçay Köprüsü'nün Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapımı devam eden restorasyon projesine, köprünün tarihi dokusuna uygun yapılmadığı gerekçesiyle tepki geldi. Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, “Yapı, o eski özgün dokusunu kaybedip yeni baştan yapılmış. Eser, sanki yeni açılmış bir köprü görünümüne bürünmüştür” dedi.

Milas’taki Balavca Deresi üzerinde 16. yüzyılın başlarında inşa edilen ve 40 yıl öncesine kadar kullanılan Tarihi Sarıçay Köprüsü'nün kültür turizmine kazandırılması için Karayolları Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğü tarafından 2020 yılında restorasyon çalışmasına başlandı. Restorasyon devam ederken köprünün tarihi dokusunun bozulduğu gerekçesiyle kamuoyundan tepkiler geldi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 17 Eylül’de bir dizi ziyarette bulunmak üzere Muğla’ya ve Sarıçay Köprüsü’nün fotoğraflarını “Neydi, ne oldu” mesajıyla sosyal medya hesabında paylaşmıştı.

“ESKİ HALİ DAHA GÜZELMİŞ”

Bakan Karaismailoğlu’nun paylaşımına kamuoyundan, “Güzelim tarihi köprü mezarlık mermeri ile restore edilmiş. Neymiş ne olmuş. Avrupa’daki restorasyon çalışmalarına bir bakın öğrenin”, “Eski hali daha güzelmiş” ve “Yeni köprü yaptıysanız başarılı, güle güle kullanılsın ama restorasyon yaptıysanız lütfen bir daha yapmayın çünkü alakası yok” eleştirileri geldi.

Karaismailoğlu’nun köprü ziyareti sonrası sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan arkeolog ve tarihi eser fotoğrafçısı Ömer Faruk Yavaşçay ise köprünün tarihi dokusuna uygun restore edilmediğini ve bölgeye yapılan yolun, tarihi köprünün silüetini bozduğunu savundu.

Konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Arkeolog Yavaşçay, şunları söyledi:

“Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın ziyareti esnasında köprünün son halini paylaşması ile birlikte derin bir üzüntü yaşadım. Yapı, o eski özgün dokusunu kaybedip yeni baştan yapılmış. Eser, sanki yeni açılmış bir köprü görünümüne bürünmüştür. Bu durum, fotoğraflarda da çok net bir şekilde gözükmektedir. Kendine has ilgi çekici görüntüsü ve insanın bakınca yüzyıllar öncesinden kalmış olduğunu anlamasını sağlanan renk tonu yok edilmiştir.

“YANINDAN GEÇEN YOL TARİHİ KÖPRÜNÜN SİLÜETİNİ BOZMAKTADIR”

Tarihi eserlerin korunmasında dünyada anayasa gibi kabul edilen Venedik Tüzüğü'nün 6. maddesinde, 'Kütle ve renk ilişkilerini değiştirecek hiçbir yeni eklentiye, yok etmeye ya da değiştirmeye izin verilmemelidir’ diye belirtilmektedir. Yapılan bu çalışma, Venedik Tüzüğü’nün 6. maddesinin tam tersidir. Ayrıca yanından geçen yolda tarihi köprünün silüetini bozmaktadır. Bu yolun yerin altından geçirilmesi gerekmektedir.

“O ESKİ KÖPRÜ ARTIK BİLDİĞİMİZ GİBİ DEĞİL”

Venedik Tüzüğü’nün 13. maddesinde ise 'Eklemelere ancak yapının ilgi çekici bölümlerine, geleneksel konumuna, kompozisyonuna, dengesine ve çevresiyle olan bağıntısına zarar gelmediği durumlarda izin verilebilir’ diye belirtilmektedir. Bu durumda 13. maddeye göre de tam tersi bir çalışma yapılmış oluyor. Sonuç olarak, bin 600 yıllık o eski köprü, artık bildiğimiz gibi değil.”