AK Parti Aydın’ın dört milletvekili Mustafa Savaş, Metin Yavuz, Rıza Posacı ile Bekir Kuvvet Erim, Aydınlı gazetecilerle Kuruluş 1926 Restorant'ta yapılan toplantıda bir araya geldi.

Çok sayıda basın mensubu katıldığı toplantıda AK Parti iktidarının 2021 yılında kente yaptığı yatırımlara ilişkin olarak geniş kapsamlı rapor sunuldu.

POSACI: GÜBRE VE YEM FİYATLARI YÜZDE 25 DÜŞTÜ
Toplantıda ilk sözü AK Parti Milletvekili Rıza Posacı aldı. Posacı kente yönelik tarım yatırımlarını ele aldı.

Posacı yaptığı değerlendirmede "Aydın’da kent nüfusumuz yüzde 60, kırsal nüfusumuzu ise yüzde 40'a ulaştı. Bu rakam Türkiye ortalamasının epey üzerinde. Yani Aydın'da kırsal nüfus kendisini korumaya devam ediyor. Aydın'da hem dağdaki hem ovadaki ürün kıymetli... 2002-2020 arasında hayvancılıkta 25.'lik 9.'luğa yükseldik. Süt olarak bakıldığında 7. sıradayız. Tesis olarak bakılırsa toplam 748 tarımsal tesisimiz var. Toplam 5 adet bölgede 134 bin hektar alan büyük ova kapsamına alındı. Kamuoyunda niye Aydın arazileri korunmuyor eleştirileri vardı. Büyük ova çalışması ile tarihi bir adım attık. Çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras olarak düşünüyorum. İncir, kestane, arpa ve kerevizde birinciyiz. Destekleme bütçemiz 25 milyar TL'yi buldu. 2012'de 215 milyon destek varken 2020’de Aydın’da verdiğimiz destek 640 milyona yükseldi. 761 ton tohum dağıtımı sağlandı. Kadıköy'deki jeotermal ile ısınacak sera bölgesi için son noktaya gelindi. Buradaki çalışma Aydın için çok önemli. Bürokratik sorunlar çözülürse jeotermal ile tarımı buluşturacağız. Didim Tarım OSB çalışmamız maalesef gelinen noktada bazı tepkilerden dolayı proje beklemede. Yangından zarar gören ilçelerde desteklerimiz devam ediyor. Son dönemde gübre ve yemdeki sıkıntılardı. TMO'nun devreye girmesiyle 50 bin ton mısır ve arpa uygun fiyata satışa başladı. Bozuk orman arazilerinde incir alanı ekimi sağlanacak. Bu da çok ciddi bir katma değer yaratacak. Oradaki sorunların çözümü ve üreticilere eşit biçimde dağılımını sağlamak istiyoruz. DSİ, 812 milyar TL yatırım ile 179 tesis kazandırdı. Kuraklık sebebiyle kötü bir sezon geçirdik. DSİ'nin yaptığı düzenleme ile bitkisel üretimde sıkıntısız bir sezon yaşadık. Pamuk, buğday fiyatları son derece uygundu. Son dönemde çiftçilerimiz kur yükselişinin etkisi ile gübre ve yem konusunda sorunlar yaşadı. Şu an yem fiyatları yüzde 25 bandında düştü. Gübrede ise yüzde 25 bandında gerileme var. Tarım bakanımız ‘üretmeye devam edelim, biz gerekli fiyata üreticimize gübre vereceğiz’ dedi... Türkiye eski Türkiye değil. Üreten bir ülkeyiz ve üreticiye destek veriyoruz" ifadelerini kullandı.

DALAMAN ÇAYI’NIN KEMER BARAJI’NA BAĞLANMASI İÇİN ÇALIŞMA
Kuraklık sorunun çözümü ile ilgili olarak Dalaman Çayı formülünden bahseden Posacı, “Dalaman Çayı'nın Kemer Barajı'na bağlanması projesi var. Eğer projeyi başarabilirsek Söke'den Bozdoğan'a kadar sulama sorunumuz kalmayacak. Fizibilite çalışması yapılacak. Eğer uygunsa yapılacak” ifadelerini kullandı.

YAVUZ’DAN YATIRIM RAPORU: ADLİYEDE İHALE ZAMANI, ŞEHİR HASTANESİ’NDE SON DURUM…
AK Parti Aydın Milletvekili Metin Yavuz ise kente yapılan yatırımlara ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Yavuz, “bütçede en büyük pay Milli Eğitim’e ayrıldı. Geçmiş dönemde yıkımı yapılan ve güçlendirmeye alınan okullar var. Bunların bazıları tamamlandı. Geri kalanının tamamlanması için tam bir seferberlik var. Adliye sarayımız için 30 Aralık’ta ihalesi olacak. O da Aydın için çok önemli bir bina olacak. Avukatlarımız, yargı sistemimiz rahat çalışacak. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde insan temelli yatırımlar göz önünde çıkıyor. Aydın'da sağlıkla ilgili yatırımlarımız 2019'da, 2020'da, 2021'de tamamlananlar var, devam edenler de var.  Farklı ilçelerde 1 milyar 469 milyon TL’li yatırımımız oldu. Göze çarpan en büyük yatırımımız ve ‘geçenler durdu-bitti’ olarak ifade edilen Şehir Hastanemiz. Hiçbir sıkıntımız yok. Başta zeminle ilgili sorunumuz vardı ama şu ana hızla devam ediyor. Yüzde 25'i tamamlandı. Vaat edilen 700 iş gününde bitecek. 1 milyar TL'lik bir yatırım. Şehir Hastanesi konusunda imar çalışma var yol ile ilgili. Alan tarım arazisi ve tarım bakanlığı arazilerin heba olamaması adına imar kısıtlamasını dar tutmak istiyor. Yol ile ilgili çalışma hastane tamamlandığında yapılacak” dedi.

DSİ’DEN DEV YATIRIMLAR
Devlet ve Su İşleri’nin ciddi bir yatırım atağında olduğunu kaydedeni Yavuz, “DSİ’nin 2003-2021'e kadarki dönemde 8 milyar TL'lik yatırımı var. İçlerinde barajlar, göletler arazi kamulaştırma gibi işlemleri var. Sarıçay Barajı tam zamanında ve hedeflenen doğrultuda gidiyor. Söke-Kuşadası-Davutlar'ın içme suyu ihtiyacını karşılayacak. Beşparmak'ı işin içine alınacağı belirtildi. Söke Çayı Islahı’nı belirli bir noktaya getirdik” ifadesini kullandı.

DENİZLİ OTOYOLU ÜCRETİ KONUSU… ‘ESKİ YOL ZATEN DURUYOR’
Aydın-Denizli Otoyolu’nda yapım sürecinin devam ettiğini belirten AK Partili Yavuz, “Denizli-Aydın Otoyolu sağlıklı bir şekilde devam ediyor. 1 saatlik tasarrufa sebebiyet verecek. Yap-işlet-devret modelinin faydaları var. Bu model ile bir tane olumsuz örnek sayabiliriz. -Kütahya'daki havalimanı- Yatırımlarımızla para kazanır hale geldik. Ücretlerle ilgili konuşmalar yapılıyor. Eski yol zaten duruyor. İsteyen o yolu da kullanabilir” şeklinde konuştu.

ERİM, YİKOB YATIRIMLARINDAN BAHSETTİ
AK Partili Bekir Kuvvet Erim ise kent genelinde YİKOB tarafından yapılan yatırımları ele aldı. Açıklamasında "YİKOB’ta esas ağırlık parke taşı döşeme işleri yapıldı. 3 milyon 350 bin liralık ödenek ayrıldı. Aydın doğu ve batı grubu olmak üzere ikiye ayrıldı ve 84 mahallede işler tamamlandı. 2021'de belediyelere parke taşı hizmeti için 10 milyonluk ödeme aktarıldı ve süreç takip ediliyor. 634 bin 600 metrekarelik parke taşı ihalesi yapılmıştır. İhale kapsamına alınmayan mahallerle için 100 bin parke taşı ihalesi yapılacak” dedi.

İKİNCİ ÜNİVERSİTE GELİYOR
Mecliste kabul edilen bütçenin ayrıntıları hakkında konuşan Erim, kent ile ilgili yapılacak çalışmalara da değindi. Erim, “ADÜ, Nazilli-Sümer ve Bilim Teknoloji Üniversitesi olarak çalışma yapılacak. Aydın'a ikinci üniversite geliyor. Buharkent’i jeotermal ile ısıtıp bölgede seracılığı yaygınlaştıracağız. Demiryolu projeleri hazır. Çine-Aydın demiryolu ile Selçuk-Ortaklar ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Nazilli-Beydağ yolunun iyileştirilmesi, Köşk-Tire, İncirliova-Tire yol çalışmaları ile ilgili çalışmalarımız var. Nazilli Belediyesi Arpaz Kalesi’nin düzenlenmesi ile ilgili prosedür bir türlü tamamlamıyor. Hızlandırılması gerekiyor sürecin. Başkan talimat veriyor ama arkası geliyor. Başkan valinin yanında da söz verdi ama hala dönüş olmadı” dedi.

SAVAŞ: AYDIN SERACILIK ÜSSÜ OLACAK
AK Parti Aydın Milletvekili, TBMM KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş ise pandeminin ekonomiye etkileri ve son dönemde meydana gelen kur dalgalanması ile kur garantili mevduat hesabı ile ilgili yorumlarda bulundu.

Savaş, kentte jeotermalden kaynaklı üretim gücünü arttırmak amacıyla seracılık faaliyetlerinin başlatılması için yoğun bir mesai verdiklerini aktardı. Savaş açıklamasında “Germencik’ten Buharkent’e kadar ilimiz seracılık üssü olacak. Uygulamayı başlatacağız. Seracılık faaliyetinde sıcak suyun verilmesi şartımız olacak. Bununla ilgili çalışmalar var” dedi.

YAPTIĞIMIZ ESERLER VE YATIRIMLARLA ÜLKEMİZİ ZENGİNLEŞTİRİP DÖNÜŞTÜRDÜK
Savaş mecliste kabul edilen 2022 bütçesi ile ilgili yaptığı açıklamada “Son iki yıldır pandemi ile mücadele ediyoruz. Ülkemiz ve dünyamız olumsuz etkilendi. Biz az hasarla pandemiden etkilendik. Aşılama süreci ile normale dönmeye başladık. Tüm dünyada üretim düştü, iktisadi faaliyetler yavaşladı. Pandemi ile mücadele noktasında ülkemizde gurur verici işlere de imza atıldı. Terörle mücadelede güzel işler yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Karadeniz’de doğalgaz keşfi mutluluk verici işlerdi. Son Aralık ayı içerisinde bütçe çalışmalarını tamamladık 2022 bütçemizi kabul ettik. Bu bütçe AK Parti hükümetlerinin üst üste 20'nci bütçesi. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 2002-2020'yi mukayese edersek Milli Eğitim’e ayırdığımız rakam 189 milyar TL oldu. 2002'de bu 11 milyar TL’ydi. Sağlığa 121 milyar ayrılmışken 2002'de bu rakam 13,5 milyar TL ayırmışız. Gelişmiş ülkelerde birçok imkanlara rağmen solunum cihazı sıkıntısı bile oldu. Bugün muhalefetin eleştiri yaptığı sağlık yatırımları bizi pandemiden korudu. Sosyal yardımlar 104 milyar TL'ye çıkarıldı. Ülkemiz güçlenerek yoluna devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığımız eserler ve yatırımlarla ülkemizi zenginleştirip dönüştürdük. Ülkemizle ilgili hedeflerimiz, iddialarımız var. Büyük ve güçlü Türkiye hedefiyle var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

FAİZDEN PARA KAZANMA DÖNEMİ BİTMİŞTİR
Yaşanan kur dalgalanması ve alınan önlemlere ilişkin olarak açıklama yapan AK Partili Savaş, “2 yıldır süren pandemide ülkemizde de iş yapış süreçleri de farklılaştı. Pandemi bir milat aslında. Pandemi ile mücadele konusunda başarılı bir sınav verdik. Son dönemde sayın cumhurbaşkanımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme planlı stratejisini kamuoyu ile paylaştı. 19 yıldır yatırım, üretim, ihracat yaptık. Büyümedik mi büyüdük. Daha fazla büyümek ve yatırım yapmak istiyoruz. 220 milyar dolara ulaştı ihracatımız. Hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapmak. Kişi başına geliri 25 bin dolara çıkarmayı arzu ediyoruz. Bu hedefleri gerçekleştirmek istiyoruz ve 10 büyük ekonomi arasında girmek İstiyoruz. Daha fazla yatırım için ise faizlerin düşmesi gerekiyor. Bugüne kadar hep yüksek faiz, düşük kurla yola devam ettik. Ülkede sermaye birikiminin yetersizliği var. Daha fazla yatırım ve üretim için kaynağa ihtiyaç var. Ancak yüksek faiz, düşük kur ithalatı teşvik etti. Yerli üretim ithalatla rekabet edemedi. Birçok üretici kapanmak zorunda kaldı veya yeni yatırım yapamadı. İstihdam da düşük oldu. İşsizlik yükseldi. Her yıl 1 milyon gencimiz çalışma hayatına giriyor. Gençlerimizi iş ve aş imkanı sunmak zorundayız. Bizim daha fazla büyümemiz gerekiyor. Yüksek faiz, düşük kur buna imkan vermiyor. Bu sarmalın içinden çıkmak için faizin düşmesi gerekiyor. Sayın cumhurbaşkanımız kararlılığını beyan etti, Merkez Bankası’nın analizleri ile faizlerin kademe kademe düşmesi ile kur yükseldi. Geçmişte de böyle oldu. Faizler aşağı indiğinde kur yükselir, yukarı çıktığında düşüyordu. Bu şekilde cari açık oluşuyordu. Ne zaman büyüksek ülkede cari açık sorunu ile karşı karşıya kalıyorduk. Bu sistemden dolayı ithal ürünlerin cazipliği sebebiyle ithalat yükseliyordu. Cari açık sebebiyle de borçlanma ve tekrar faizi yukarı çıkararak tekrar sıcak parayı ülkeye sokuyorduk. Bugün gelişmiş ülkelerde cari fazla var. Bizim önümüzdeki dönem hedefimiz cari fazla vermek ve daha fazla iş ve aş imkanı oluşturmak. Cari açık için finans edildiği sürece problem olmaz dendi. Bu konuşma nedeniyle kalıcı bir çözüm üretilmedi. Başka olaylar da bu problemin üzerine gitmemizin engel olundu. 2002-2013 arasında kurda önemli bir sıçrama olmadı. Gezi olaylarının ardından kurda anormal bir sıçrama görüyoruz. Bu yüksek kur nedeniyle ülkede üretimin düşük, istihdamının düşük olması ve ihracat yüksek olması sebebiyle cari açık yüksek oldu. Bu sarmalın içinden çıkmak için yüksek faiz bu ülkede olmayacak. Faizden para kazanma dönemi bitmiştir. Faizle, kurla bu ülkeye ayar verme dönemi bitmiştir. 2013 Mayıs ayında IMF'in borucunu ödedik. Bu zihniyetinin kaılntılarını da göndermiş olacağız. Bu ülkede düşük faiz ortamında yatırımın ve üretimin daha fazla oldu bir ülkeye dönüşeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılında hedefleri için yürüyen bir Türkiye var”

Savaş konuşmasında şunları söyledi:

“Bir de enflasyon sorunumuz var. Tüm dünyada enflasyon artışı var. Bu artışlara yol açan olaylar 2008'den bu yana küresel krizden çıkmak adına genişlemeci mali politikası güttü. Amerika Merkez Bankası bütçesi 800 milyar dolardan 9 trilyon dolara fırladı. Neredeyse helikopterle para saçtılar. İklim değişikliği, pandemi tedarikte bozulma, üretimdeki düşüş gibi birçok faktör gıda ve emtia fiyatlarının yükselmesine yol açtı. Bizde birçok ürünü ithal ediyoruz ve dışarıdaki bu gelişmeler bizi etkiliyor. Gıda fiyatları da etkileniyor. Ülkemizde tüketici fiyatları artmaya başladı. Hazine Bakanlığımız ve Merkez Bankamızın çalışmaları ile enflasyon düşecektir.

Kurun yükselmesi toplumda panik havası oluşturdu. Hiçbir makro ekonomik göstergelerde dayanmayan bir kur yükselişi var. Bankacılık sektörümüz oldukça güçlü... Bütçe disiplini de gayet güçlü, diğer verilere de devletin iç ve dış borçlanmaya bakıyoruz dünya ile mukayese esildiğinde pek sorun yok. Rasyonel nedenlere dayanmıyordu. Kur korumalı mevduat hesabı ile kurlar aşağıya doğru çekildi. Burada da durağanlık ve stabilize olma durumu söz konusu. Rekabetçi kur noktasında belirli bir düzeyde devam edecektir. Bizim kura müdahalemiz söz konusu olamaz. Kur serbest piyasa hareketlerine göre hareket edecektir. Son 3 aydır cari fazla verdik. Önümüzdeki dönem cari fazla veren bir ekonomimiz olacak. Üretim kapasitesinin artması neticesinde olacak. Kapasiteyi arttırma kabiliyetimiz ve kudretimiz var. İhracatın ithalatın karşılama oranı yüzde 83. Kademeli olarak 90'lara, yüzde 100'lere çıkacaktır diye düşünüyorum. İmalat sanayisini güçlendirecek adımlar arttırırsak ithalat azalır. Destek ve teşvikler de bu alanda artacaktır. Bugüne kadar altyapısını oluşturduk bundan sonra hızla daha fazla üretim ve yatırım adına ne gerekiyorsa yapılacak. Finans anlamında yeterli kaynağımız var. Yatırımcı potansiyelimizi harekete geçirmek istiyoruz.

Geçmişte olduğu gibi bu ülke operasyonlar maruz kaldı. 2018'de Brunson olayında kur fırlamıştı. Sürekli bize kurla, faizle ayar verme halleri var. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Yoluna devam edecektir”