CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP’nin “YAŞAM HAK” otobüsü ile geldiği Şanlıurfa’da şiddet mağduru kadınlara seslendi. Nazlıaka, “Muhalefette olmamıza rağmen, elimizi taşın altına koyduk. Şiddet mağduru kadınlarımıza sahip çıkmak için Genel Merkezimizde 7/24 Hizmet veren çağrı merkezini devreye soktuk” dedi.

Şanlıurfa’da CHP İl Başkanı Hayrettin Çıdır ve coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan Nazlıaka, kadına yönelik şiddetle mücadele için “YAŞAM – HAK” projesini devreye soktuklarını bildirdi. Yaşama hakkının en temel insani haklardan biri olduğuna dikkat çeken Nazlıaka şöyle konuştu:

“Ne yazık ki, ülkemizde her gün bir kadın katledilirken, her gün üç kadından biri şiddet türlerinden birine maruz kalırken ve ülkeyi yönetenler adeta bunlara seyirci olurken, birilerinin elini taşın altına sokması gerekiyordu. Şu anda muhalefette olmamıza rağmen, elimizi taşımızın altına koyduk ve icracı bir proje ortaya çıkardık. Genel Merkezimizde bir çağrı merkezi oluşturduk. 7 gün 24 saat ulaşılabilen bu çağrı merkezi kanalıyla, bizi arayan tüm şiddet mağdurlarına, bizi arayan tüm istismara uğrayan çocuklara ve ailelerine destek hizmeti veriyoruz. Barolarla yaptığımız protokoller çerçevesinde ücretsiz hukuk hizmeti sunuyoruz. Psikolojik Danışmanlık Rehberlik Derneği ile yaptığımız protokol çerçevesinde ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. Aynı zamanda duruşmalarda, karakollarda, hastanelerde şiddet mağduru olan kız kardeşlerimizin yanında oluyoruz. Duruşmalarda ailelerin yanında olmayı çok önemsiyoruz. Çünkü görüyoruz ki; Bizim olduğumuz duruşmalarda daha adil kararlar çıkıyor. Sırf “efendi durdu” diye, sırf “kravat taktı” diye o kişilere iyi hal indirimleri uygulanmıyor. Bizim takip ettiğimiz duruşmalarda, “Ama kadın da eve geç gelmişti.” “Kadın da beyaz pantolon giymişti” “Telefonla uzun konuşmuştu” “Kahkaha atmıştı” gibi tahrik indirimleri de verilmiyor.”

“EMİNE BULUT, YAŞAYABİLİRDİ”

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, 9 yaşındaki evladının gözü önünde katledilen Emine Bulut olayını da hatırlatarak “Karakoldaki kişiler işlerini iyi yapsaydı, Emine kardeşimiz bu gün hayatta olacaktı. Savcılıklarda onların yanında oluyoruz. Çünkü savcılıklarda kadınların yaptıkları şikayetler, takipsizlikle geçiştirilmeye çalışılıyor. Eskişehir’de katledilen kız kardeşimiz var Adı Ayşe Tuğba Aslan. Daha önce 22 defa savcılığa şikayet dilekçesi vermiş. Katledildiğinde çantasından 23’ncü dilekçe çıktı. Dilekçesinin yanında da “Ben öldükten sonra mı? Beni koruyacaksınız” diye bir not vardı.  İşte bunun için yollardayız. Özellikle kadınlara haklarını anlatıyoruz. Eşitlikçi ve insan haklarına saygılı erkekleri de yanımıza alıyoruz. Çünkü görüyoruz ki, ülkeyi yönetenler bu konuya duyarsız. Şiddetin aşısı eşitliktir. Bu ülkeyi yöneten en tepedeki kişi, ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum derse. Ondan sonra bütün politikalar eşitsizlik üzerine inşa edilirse kadınların her gün şiddete maruz kalması hiç de şaşırtıcı olmaz” dedi.

AKP’Lİ BAKANLARA ELEŞTİRİ

Konuşmasında ülkenin iyi yönetilmediğine de dikkat çeken Nazlıaka, AKP’li bakanların sözlerle ilgili olarak da şunları söyledi:

“Üstelik öyle bakanlar tarafından yönetiliyoruz ki, şiddeti tolere edilebilir olarak görüyorlar. Mecliste bir komisyon kuruldu, kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılması komisyonu. Bu komisyona gelen Aile Bakanı Derya Yanık, şöyle bir cümle kurdu ‘Pandemi döneminde şiddet, tolere edilebilir ölçüde artmıştır’ dedi. Bu iki kelime nasıl yan yana getirilebilir. Bizler bu zihniyeti reddediyoruz. Yine bir başka bakan, istismarcılarla ilgili Ensar Vakfı davası sürerken “1 defadan bir şey çıkmaz” demişti. Yine bir başka bakan çıktı “Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” diyerek devletin yapmasını gereken çocukları koruma ve güven içinde büyütme sorumluluğunu ailelere yüklemeye çalıştı. Bir içişleri bakanımız var, İstanbul sözleşmesi gibi kadınların can simidi olan sözleşmenin fesihi sonrasında ‘fesih öncesinde 34 kadın öldürülmüştü, fesihten sonra 25 kadın öldürüldü’ dedi. Zannediliyor ki, 25 can kabul edilebilir. Bu ne demek? Bunu kabul etmiyoruz. Biz rakamlardan değil. İnsan hayatından bahsediyoruz. Evladının acısını unutamayan anne ve babalardan bahsediyoruz. Şiddete karşı sıfır toleransla yaklaşmayanların asla yanında yer almıyoruz.”

AKP’nin ne kadın haklarında, ne insan haklarında, ne demokraside, ne ekonomide, ne eşitlikde, ne de toplumsal barış yolunda herhangi bir yol alamadığına dikkat çeken CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka,  “İktidara geldiklerinde 3Y ile mücadele edeceklerini söylemişlerdi. Yasaklar, Yolsuzluk ve Yoksulluk zirve yaptı. Bunun yanına bir de Yüzsüzlüğü eklediler. Mafya, siyaset, ticaret üçgeni içinde her tarafından lağım kokuları gelen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Ama kendileri de artık ülkeyi yönetemediklerinin farkındalar” dedi.

Nazlıaka, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşenere Rize’de yapılan sözlü saldırının ardından, Cumhurbaşkanı’nın sözlerini de eleştirdi. Nazlıaka, “Ülkeyi yönetenlerin görevi, şiddeti tetiklemek değil önlemektir. Toplumu kutuplaştırmak değil, birleştirmektir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’da bir çok kez şiddete maruz kaldı. Bizler de onu örnek alanlar olarak her yerde olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.