TBMM’de bugün, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Kabulünün 75. Yıl Dönümünde Gazze’de Kadın ve Çocuk Olmak” Programı düzenlendi. Gazze Şifa Hastanesi Doktoru Ghassan Ebu Sittah, programa bir video mesaj gönderdi. Sittah’ın mesajı şöyle:
“Bu savaş sırasında tanık olduklarımız ve benim yaşadığım şeyler de 30 yıl boyunca savaş cerrahı olarak gördüğüm her şeyin ötesinde. Tüm sağlık sistemi, sistematik olarak yok edildi. Yaşamın bütün bileşenleri yok edildi. Su ve kanalizasyon sistemleri, okullar, üniversiteler yok edildi. Bunların hepsinin amacı Gazze’yi yaşanmaz bir yer haline getirmek. Ve bu sayede de savaşın asıl amacı olan etnik temizlik, ateşkesten sonra bile devam edecek.
İsrail, Gazze’deki çocukların yüzde 1’ini öldürdü. Ve 100 bin çocuk öldürüldü, 50 günden kısa bir süre içinde. Ayrıca, Gazze’nin yetişkin nüfusunun da yüzde 1-1 buçuğu öldürüldü. Evlerin yüzde 60-70’i yıkıldı. 300’den fazla okul yok edildi, üniversitelerin tamamı yok edildi. Yüzde 5’i çocuk olan 50 bin yaralı var.
“TÜRK HEKİMLERİ GAZZE’YE GELEBİLİRLER”
Bunların hepsi sağlık sisteminin çökmesine, insanların sadece yaraları yüzünden vefat etmelerine neden oldu. Şu anda bulaşıcı hastalık salgınlarını da görüyoruz. Yetersiz beslenme var. Gazze şu an salgın hastalıklar için elverişli bir ortam oluşturuyor. Kolera ve tifüs salgınlarının da eli kulağında.
Tek çözüm şu: Kalıcı bir ateşkes gerekiyor. İnsanların evlerinin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Sağlık sisteminin yeniden inşası için sağlık ekiplerinin Gazze’ye erişmesine izin verilmesi gerekiyor. Ve sağlık sistemi tekrar ayağa kalkana kadar sahra hastanelerinin getirilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin depremden sonra yeniden konut oluşturma konusunda önemli bir deneyimi var. Ve bu özellikle yakın gelecekte güvenli, insan hayatına yaraşır bir şekilde yaşamaya geri dönebilmeleri için çok önemli olacak. Bu sayede de eğitim yeniden başlayabilecek. Türkiye’deki sağlık sistemi de birçok yaralıyı kabul edebilecek durumda, kapasitede. Türk hekimleri de bu hastaları ameliyat edebilmek için Gazze’ye gelebilirler.”