Biz daha HDP’yi İstanbul Sözleşmesini konuşurken; hadi derbimizi izleyelim derken 150.000 milyoner daha ülkeyi terk eder .(21.03.2021) ve biz Osmanlı‘nın son 20 yılını yaşarken tarihe yine bir not düşülür. Aslında 16 Nisan 2017 referandumuyla zaten çökmüş ve SON 4 yıldır bu arsız iktidar ile yokuş aşağı gidiyoruz. Bu ülkenin değerlerini ve saygınlığını yerle yeksan ettiler. Cümbüş gibi olaylar yaşar olduk. Her zamanki ve her devirdeki gibi ezilen halk oldu.
Kendimce yorumluyorum...
Herhangi bir ekonomi eğitimim yok ama yıllardır ticaret hayatında ve aktif siyasette rol alan bir birey olarak kendimce tespitlerim var. İnşallah tespitlerimi yaşamayız ama veriler beni buraya getiriyor.
Yaklaşık bir senedir ve arsız iktidarın algı yönetimi yaparak yaşadığımız bu kriz mali politik çözümlerle aşılamayacak krizdir.
Giderek fakirleşme hızımız artıyor. Bu sene %50 fakirleştik. 2021'de en az %100 fakirleşirken küçülmeye devam edeceğiz.
Ülke kaynakları tükenmiştir, ekonomi yönetimi sürekli veri makyajlarıyla gerçeği saklamaya çalışıyor. Ülke kaynaklarının sadece ve sadece sanayi yatırımına gideceği ,batık ev kredilerinin yaratacağı Türkiye mortgage krizi yakındır.
TL en az üç kat değersizleşecek, faizlerin %1000’i tekrar bulacağı bir dönem olacak. Belki de ilk kez memur maaşlarının ödenemeyeceği bir kriz olacaktır.
Emekçilerden toplanan işsizlik ve BES fonları dahi bitirilmiştir, tüm istikrar hazineye vergi arayan sözde maliye uzmanları yüzünden kaybedilmiştir.
Avrupa'nın açık ara nüfusa oranla en fazla asgari ücretli çalıştıran ülkesiyiz. Utancımızdan bu veri artık paylaşılmıyor, verilerin arasından çıkartıldı (en son bilinen rakam %40 idi.)
İşsizliği önleyelim diye tüketim sektörleri desteklenmiş ve yüzbinlerce kişi istihdam edilmiştir.
Çünkü neredeyse hiç yatırım gerektirmemektedir. Ama sanayide bir kişilik istihdam için 350.000 TL’lik yatırım gerekir.
Geçen yıla göre yumurtaya yüzde 54, zeytine yüzde 15, süte yüzde 22, peynire yüzde 20, yağa yüzde 100 ve çaya yüzde 7 zam geldi.
Geçtiğimiz yıl Ocak-Şubat aylarında 5 litresini 42 liraya altığımız ayçiçek yağı bugün 85 TL’den satılıyor.
TÜİK’in enflasyon oranları ile çarşı pazarda ki enflasyon oranlarına baktığımızda, her şey çok net ortada. Yapılan algı yönetimi, veri makyajı ile ülke ekonomisi cümbüşün içindedir.
Aslında formül basit; bunu yorumlamak için herhangi ekonomi eğitimi almamıza gerek yok ,gözleri gören kör ;kulağı duyan sağır olmayalım yeter.
Kamu harcamalarının azaltılması;
Alınması gereken vergi miktarının düşürülmesi bile enflasyonda ciddi düşüşe sebep olacaktır.
Bu da zincirleme olarak faizin düşmesine, üretimin artmasına dolayısıyla kurun azalmasına sebep olacaktır.
Fakat bunu yapabilmek için devletin malını kendi malı olarak görmeyen bir zihniyetin yönetimde olması gerekir.
Bir de kendi ideolojilerini insanlara dayatmak için diyanete harcanan paralar var ki, onlar tarım ve sanayi üreticilerine faizsiz kredi olarak gönderilse ihracat rakamlarımız artsa ithalatımız azalsa; paramız değerlense, alım gücümüz artsa; ama yaparlar mı? Tabii ki HAYIR..
AKP denilen beceriksiz parti ve tek adamın bakkal çırağı gibi merkez bankasına müdahale edilmesi sonucu;
En yüksek faizi veren 6. ülke
Bir günde parası yüzde 25 devalüasyonu gören Türkiye
12 milyon gerçek işsiz
Yüzde 45 enflasyon
Adalet sisteminin çökmesi
Sıfır yatırımcı ile bu kriz değil bir çöküştür.
Ayrıca Cuma günü toplanan 450 milyon USD kimler tarafından alınmıştır. Bu suistimal araştırılmalıdır.
Hani nerede başkanlık sistemiyle uçan Türkiye!!
Her işi eline yüzüne bulaştıran iktidar algı yönetimi yapadursun;
Ayakta kalan tek bir kurumun kalmadığı ülkede her şey gibi ekonomide önlenemez bir düşüş ve çöküş yaşıyor.
Adaletinden ekonomisine kadar ivme kazanarak kaybetti bu ülke…